sır

listen to the pronunciation of sır
Türkisch - Englisch
mystery

It is a complete mystery what caused the accident. - Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.

Why he killed himself is still a mystery. - Onun kendini niçin öldürdüğü hâlâ bir sır.

secret

Someone leaked the secret to the enemy. - Birisi düşmana sırrı sızdırdı.

I promised him to keep it secret. - Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.

glaze
confidence

He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married. - O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.

She took me into her confidence. - O beni sırdaşı yaptı.

hugger-mugger
(İnşaat) glost
foil
trick
silvering
(Kimya) glase
silvering (of a mirror). (üzerine)
hugger mugger
luster
(ayna) foil
secret, confidence
lustre [Brit.]
glazing
glaze (on pottery)
arcanum
enamel
cabala
arcana
riddle
cabbala
frit
hugger
quicksilver
pole

The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record. - Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.

The pole vaulter jumped more than seven feet. - Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.

{i} lustre
huggermugger
sır tutma
secrecy
sır ayna
foil
sır olarak
in absolute privacy
sır olmak
vanish
sır saklamak
keep secret
sır saklayan
tightlipped
sır tutma
hugger-mugger
sır tutmak
keep secret
sır vererek
confiding
sır vermek
betray a secret
sır vermek
disclose
sır vermek
confide in

He didn't trust his brother enough to confide in him. - Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.

sır vermek
breathe a word
sır vermek
blab
sır vermemek
keep dark
sır vermemek
button
sır sürülmemiş; sırı olmayan
unimproved secrets, without glaze
sır açmak
confide
sır açıklamak
disclose a secret
sır açıklamak
reveal a secret
sır açıklamak
tell someone a secter
sır bıçağı
(Arılık) uncapping knife
sır dolu
arcane
sır gibi saklamak
keep something like a secret
sır ileticisi
(Bilgisayar) sir transceiver
sır kaplamacı
glazer
sır kaplamacı
glazier
sır kaplamacı
glasser
sır küpü
a dark horse
sır olarak
in confidence
sır olarak
confidentially

I'm telling you this confidentially. - Bunu sana sır olarak söylüyorum.

sır olarak kalmak
remain puzzle
sır olarak saklamak
hugger mugger
sır olarak saklamak
(deyim) take into one's confidence
sır olarak söylenmiş
told in confidence
sır olarak tutmak
(deyim) take into one's confidence
sır perdesi
a cloak of secrecy
sır saklamak
to keep (a) secret
sır saklamak
keep a secret
sır saklayan
discreet
sır sürmek
foliate
sır tarağı
(Arılık) uncapping fork
sır tepsisi
(Arılık) uncapping tray
sır tutan
secretive
sır tutan
tight lipped
sır tutma
keeping secret
sır tutma
secretiveness
sır tutma
seal
sır tutma
concealment
sır tutma
reticence
sır tutma
silence
sır tutma
discreetness
sır tutma
hugger mugger
sır tutma
secretion
sır tutmak
keep a secret
sır vermek
tip off
sır vermek
to betray a secret
sır vermek
tell a secret
sır vermek
confide

He didn't trust his brother enough to confide in him. - Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.

sır vermemek
to keep dark
sır çekmek
1. to glaze (a piece of pottery). 2. to silver (a mirror)
saklamak (sır)
keep
dışarı sızmak (sır)
leak out
mesleki sır
trade secret
sır vermek
reveal
sırlar
glazing
sır ver
{f} confiding
sır ver
confide in

He didn't trust his brother enough to confide in him. - Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.

sırlar
glazes
ağzından sır almak
worm a secret out of smb
bilinmez bir sır
something of a puzzle
mesleki sır professional
(Ticaret) professional secret
utanç verici sır
family skeleton
utanç verici sır
skeleton in the cupboard
utanç verici sır
skeleton in the closet
Englisch - Englisch

Definition von sır im Englisch Englisch wörterbuch

SIR
surface insulation resistance
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) gizli hakîkat, gizli iş, Allah'ın hikmeti
çinliler'le ipek ticaretinde aracılık yapanlara verilen isim
Kahramanmaraş ilçesinde bir baraj
ince metal tabaka
Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince metal tabaka
Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, tecrübe ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
Sac sırımı da denilen, Tunceli yöresine özgü bir tür hamur yemeği
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, giz
Bazı nesnelere parlaklık vermek, dış etkilerden korumak, sızmalarını önlemek gibi amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği şey
Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey, giz: "Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna."- Atasözü. İnsan aklının yeterince açıklık getiremediği şey: "Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten."- T. Oflazoğlu
Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
(Adlar, İsimler) nihan
(Osmanlı Dönemi) HİKMET
giz
(Osmanlı Dönemi) NİHAN
SIR
(Osmanlı Dönemi) Bak: Sırr
SIR KATİBİ
(Hukuk) Padişah ile Babıali arasındaki özel yazışmaları ileten kimse
sır katibi
Kendisine gizli yazılar yazdırılan kimse
sır küpü
Birçok sırları bildiği hâlde hiçbirini açığa vurmayan kimse
MU'SIR
(Osmanlı Dönemi) (C: Mu'sırât) Sıkıcı, sıkan
Sırlar
serair
Englisch - Türkisch

Definition von sır im Englisch Türkisch wörterbuch

SIR
(Askeri) önemli hasar raporu; özel bilgi ihtiyacı (serious incident report; specific information requirement)
peak SIR
doruk sinyal gürültü oranı
sır

    Aussprache

    Etymologie

    [ 's&r ] (noun.) 13th century. Middle English sir Old French sire (“master, sir, lord”) Latin senior (“older, elder”) senex (“old”). Compare sire, signor, seignior, señor.

    Gemeinsame Collocations

    sır vermek, sır ver

    Videos

    ... - THANK YOU, SIR. - UH-HUH. ...
    ... - LOOK WHAT YOU DID! - I'M SORRY, SIR. ...
Favoriten