It is a complete mystery what caused the accident.
- Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.
Why he killed himself is still a mystery.
- Onun kendini niçin öldürdüğü hâlâ bir sır.
Someone leaked the secret to the enemy.
- Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.
- O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.
She took me into her confidence.
- O beni sırdaşı yaptı.
The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.
- Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.
The pole vaulter jumped more than seven feet.
- Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
I'm telling you this confidentially.
- Bunu sana sır olarak söylüyorum.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
... - THANK YOU, SIR. - UH-HUH. ...
... - LOOK WHAT YOU DID! - I'M SORRY, SIR. ...