The tea is still warm.
It seemed I was too excited for sleep, too warm, too young.
I rode in a hot air balloon.
- Sıcak hava balonuna bindim.
Have you ever ridden in a hot air balloon?
- Sen hiç sıcak hava balonuna bindin mi?
We're in the second week of an unrelenting heat wave.
- Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.