sığlaşan

Türkisch - Englisch

Definition von sığlaşan im Türkisch Englisch wörterbuch

He leaped over the shallow ditch. - Sığ hendek üzerinden atladı.

After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave. - Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

Türkisch - Türkisch

Definition von sığlaşan im Türkisch Türkisch wörterbuch
sığ: Derinliği az
sığ: Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
sığ: Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
sığ: Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
sığ: Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan

sığlaşan

Silbentrennung

sığ·la·şan

Historie

Favoriten