sığınak

listen to the pronunciation of sığınak
Türkisch - Englisch
haven
{i} sanctuary
shelter

Tom sought shelter from the rain. - Tom yağmurdan korunmak için sığınak aradı.

Goats do not like getting wet and will seek shelter quicker than sheep and other livestock. - Keçiler ıslanmayı sevmez, koyun ve diğer hayvanlardan daha çabuk sığınak ararlar.

{i} asylum
refuge
harbor
bunker
covert
den
air-raid shelter
cover
repair
cove
lair
tower
burrow
cranny
fastness
creep
covering
shelter, asylum, refuge, harbour
tabernacle
harbour [Brit.]
stronghold
life saver
dugout
harborage
retreat
bomb shelter
safe room
panic room
havent
air raid shelter
{i} harbour
bolthole
sconee
blockhouse
sığınak arayanlar
(Hukuk) asylum seekers
genel sığınak
Public fallout shelter
beton sığınak
blockhouse
beton sığınak
(Askeri) concrete shelter
dehliz sığınak
(Askeri) cave shelter
kısıtlı seyyar sığınak
(Çevre) limited mobile shelter
mermi emniyetli sığınak
(Askeri) light shellproof shelter
mermi emniyetli sığınak
(Askeri) light shelter
Türkisch - Türkisch
Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce. Özellikle düşman atışlarından, hava bombardımanlarından korunmak için yapılmış yer
Kötülüklerden koruyan, sığınılan kimse veya şey
Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
Özellikle düşman atışlarından, hava bombardımanlarından korunmak için yapılmış yer
melce
melaz
maaz
(Osmanlı Dönemi) ASAR
sığınak
Favoriten