süslü

listen to the pronunciation of süslü
Türkisch - Englisch
fancy

I never for a moment imagined I'd be able to afford to live in such a fancy house. - Böyle süslü bir evde yaşayabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.

Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary. - Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.

ornate

That ornate silver platter is my favorite! - Bu süslü gümüş tabak, benim favorim!

figurative
bombastic
ornamented, decorated, decked, adorned, fancy, florid
high flown
chi chi
natty
(someone) who likes to get dolled up; dressy
luxuriant
full of ornamentation; fancy, elaborate, ornate, dressy
florid
arrayed
decorated with, adorned with, embellished with
flowery
frilly
ornamental
frill
decked
figured
tinselly
tinseled
opulent
clocked
decorative
chichi
clock
fancier

I was expecting something a little fancier that this. - Bundan biraz daha süslü bir şey bekliyordum.

embellished
frogged
catchpenny
süslü şeyler
fancy stuff
süslü anlatım
preciosity
süslü cümleler kullanan
phrasemongering
süslü cümleler kullanma
phrasemongering
süslü dekor
gingerbread
süslü hafif yapı
pavilion
süslü hançer
(ısk.) skean
süslü ifade
euphuism
süslü ifadelerle yazılan
euphuistic
süslü kadın
dolly
süslü kadın
dolly bird
süslü kelimeler kullanma
word painting
süslü kenar
purfling
süslü konuşma
flowers of speech
süslü konuşmak
flourish
süslü koşum takımı
trappings
süslü kıvrım
curlicue
süslü püslü
fancy
süslü püslü
gaudy
süslü püslü
flaming
süslü püslü
flamboyant
süslü püslü
ornate
süslü püslü
meretricious
süslü püslü dolled up fit
to kill (used derogatorily)
süslü püslü şey
furbelows
süslü söz
flourish
süslü sözcükler kullanan kimse
phrasemonger
süslü sözler
bombast
süslü sözler
fancy words
süslü taç
coronet
süslü tepsi
plateau
süslü tür
(Denizbilim) ornamental species
süslü yazı
scroll
süslü yazı başlığı
headpiece
süslü şekilde
luxuriantly
aşırı süslü
gingerbread
aşırı süslü
overwrought
aşırı süslü
baroque
baküs'ün kozalak süslü değneği
thyrsus
defne yaprakları ile süslü
laureate
defne yaprakları ile süslü
laureled
defne yaprakları ile süslü
laurelled
defne yaprakları ile süslü
laurelled [Brit.]
kitapta bölüm sonlarına koyulan süslü işaret
tailpiece
sofra ortasına konulan süslü kâse
epergne
turuncu süslü doğu kelebeği
(Tabiat Doğa) (kelebek, Fam: Pieridae) eastern orange tip
yapay süslü mağara
grotto
yapraklarla süslü
foliaged
yıldızlarla süslü
star spangled
yıldızlarla süslü
stellular
çiçeklerle süslü
floriated
çok süslü
Rococo
çok süslü olma
ornateness
üslubu süslü
Johnsonian
Türkisch - Türkisch
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş: "Geniş, süslü karyola köşede duruyordu."- M. Ş. Esendal
Süsü olan, süslenmiş, bezenmiş
Süslenmeye, süse çok düşkün olan
(Osmanlı Dönemi) müzeyyen
süslü püslü
Göze çarpacak derecede süslü
süslü üslûp
Türlü edebî sanatlarla süslenmiş üslûp
süslü üslüp
Türlü edebî sanatlarla süslenmiş üslûp
Englisch - Türkisch

Definition von süslü im Englisch Türkisch wörterbuch

süslü püslü
decorated
süslü püslü
ornamented
süslü
Favoriten