sürmeli

listen to the pronunciation of sürmeli
Türkisch - Englisch
(eyes) blackened with kohl
bolted; sliding
(buğday) smutty
smutty
sliding
sürmeli dağbülbülü
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: şarkıcı kuşları) Radde's accentor
sürmeli kilit
deadlock
sürmeli kompas
slide caliper
sürmeli kompas
vernier callipers
sürmeli kompas
vernier calipers
sürmeli kumkuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: çullukgiller) broad-billed sandpiper
sürmeli kumpas
slide gauge
sürmeli kızkuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yağmurkuşugiller,yağmurcunlar) sociable plover
sürmeli pergel
reduction compasses
sürmeli çalıkuşu
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) firecrest
sür
{f} drove

Tom drove Mary's car to Boston. - Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.

Tom got into the driver's seat and drove off. - Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.

sür
{f} exile

Napoleon was exiled to St. Helena. - Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.

Santa Ana was living in exile in Cuba. - Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

The speech lasted thirty minutes. - Konuşma otuz dakika sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

My little son can drive a car. - Küçük oğlum araba sürebiliyor.

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

They had driven wagons. - Vagonları onlar sürmüştü.

You'd better not have driven my car. - Keşke arabamı sürmeseydin.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

We banished him from the country. - Biz onu ülkeden sürdük.

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
Türkisch - Türkisch
Sürgü ile kapatılmış olan, sürmelenmiş olan
Sürme ile boyanmış olan: "Kirpikleri kudretten sürmelidir."- S. F. Abasıyanık
Sürgü ile kapatılmış olan, sürmelenmiş olan: "Yavaşça vitrinin sürmeli camını açtı."- S. F. Abasıyanık
Sürme ile boyanmış olan
Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürmeli
Favoriten