As long as there's life, there is hope.
- Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
As long as you are with him, you can't be happy.
- Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
I'll help you so long as you do your best.
- Elinden geleni yaptığın sürece sana yardım edeceğim.
You are safe so long as you stay here.
- Burada kaldığın sürece güvendesin.
Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
- Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
History is an ever-ongoing process.
- Tarih, her daim devam eden bir süreçtir.
Several processes for making soap have been invented over the course of history.
- Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.
time course of growth.