It's OK as long as it doesn't get windy.
- Rüzgarlı almadığı sürece olur.
I want to live as long as I can stay in good health.
- Sağlıklı kalabildiğim sürece uzun yaşamak isterim.
I'll help you so long as you do your best.
- Elinden geleni yaptığın sürece sana yardım edeceğim.
I will never forget your kindness so long as I live.
- Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
- Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
Are we subjects or objects in this process?
- Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?
Several processes for making soap have been invented over the course of history.
- Sabun yapmak için çeşitli süreçler tarih boyunca icat edildi.
time course of growth.