sürülmüş

listen to the pronunciation of sürülmüş
Türkisch - Englisch
exiled
driven
tilled
sude
sürülmüş (tarla)
plowed
sürülmüş tarla
ploughed field
sürülmüş tarla
plowed field
vernik sürülmüş
varnished
sür
{f} drove

Tom got into the driver's seat and drove off. - Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

sür
{f} exile

Napoleon was exiled to St. Helena. - Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.

sür
impel
sür
{f} drive

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

They had driven wagons. - Vagonları onlar sürmüştü.

You'd better not have driven my car. - Keşke arabamı sürmeseydin.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

Tom was banished from the town. - Tom kasabadan sürüldü.

We banished him from the country. - Biz onu ülkeden sürdük.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

domuz yağı sürülmüş
larded
leke sürülmüş
endamaged
sür
expatriate
sür
{f} smear
şerefine sürülmüş leke
a blot on escutcheon
Türkisch - Türkisch

Definition von sürülmüş im Türkisch Türkisch wörterbuch

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürülmüş
Favoriten