sürülebilir

listen to the pronunciation of sürülebilir
Türkisch - Englisch
arable
tillable
(toprak) breakable
ploughable
sürülebilir arazi
arable land
sürülebilir toprak
ploughland
sürülebilir toprak
plowland
sür
{f} drove

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

Tom drove Mary's car to Boston. - Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.

sür
{f} exile

Most of the exiles were killed or captured. - Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı ​​.

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

My little son can drive a car. - Küçük oğlum araba sürebiliyor.

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

They had driven wagons. - Vagonları onlar sürmüştü.

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
Türkisch - Türkisch

Definition von sürülebilir im Türkisch Türkisch wörterbuch

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürülebilir
Favoriten