So on the sea shall be set adrift. --Dryden.
Tom lugged his suitcase up the stairs.
- Tom merdivenlerden yukarı bavulunu sürükledi.
They lugged the refrigerator up the stairs.
- Buzdolabını merdivenlerden yukarı sürüklediler.
I'm sorry to drag you into this.
- Seni buna sürüklediğim için üzgünüm.
I'm sorry for dragging you out of bed so early in the morning.
- Sabahleyin seni bu kadar erken yataktan dışarıya sürüklediğim için üzgünüm.