Nothing is the matter with the car. It's just that you are a bad driver.
- Arabada sorun yok, sadece sen kötü bir sürücüsün.
I used to dream about becoming a race car driver.
- Bir yarış arabası sürücüsü olmanın hayalini kurardım.
The pistons drive the crankshaft.
Napoleon's drive on Moscow was as determined as it was disastrous.
It was a long drive.
Their debts finally drove them to sell the business.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
Bike helmets can protect riders from serious head injuries.
- Bisiklet kaskları, sürücüleri ciddi kafa yaralanmalarından koruyabilir.
My laptop doesn't have an optical disk drive.
- Dizüstü bilgisayarımda optik disk sürücüsü yok.
This computer has a floppy disk drive.
- Bu bilgisayarın disket sürücüsü var.
I think it's unlikely that I'll be able to pass my driving test.
- Sürücü sınavını geçebileceğimin mümkün olmadığını düşünüyorum.
We do not become good drivers by concentrating on driving as such.
- Aslında sürmeye yoğunlaşarak iyi sürücüler olmayız.
Do you think he is a good driver?
- Onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyor musun?
I think he is a good driver.
- Ben onun iyi bir sürücü olduğunu düşünüyorum.
There are tough penalties for motorists who choose to ignore speed restrictions in school zones.
- Okul bölgelerinde hız kısıtlamalarını görmezden gelmeyi seçen sürücüler için sert cezalar var.
Motorists should anticipate traffic delays.
- Sürücüler trafik gecikmelerini önceden tahmin etmeliler.