sürüşü

listen to the pronunciation of sürüşü
Türkisch - Englisch

Definition von sürüşü im Türkisch Englisch wörterbuch

sür
{f} drove

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

sür
{f} exile

He was exiled from his country. - O, ülkesinden sürgün edildi.

Santa Ana was living in exile in Cuba. - Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

The rain lasted five days. - Yağmur beş gün sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

You'd better not have driven my car. - Keşke arabamı sürmeseydin.

Tom shouldn't have driven Mary's car. - Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

He was banished to an island for high treason. - O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.

Tom was banished from the town. - Tom kasabadan sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

deneme sürüşü
test drive
deneme sürüşü yapmak
test drive
sür
expatriate
sür
{f} smear
test sürüşü
(Otomotiv) test drive
üstün özellik sürüşü
performance driving
Türkisch - Türkisch

Definition von sürüşü im Türkisch Türkisch wörterbuch

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürüşü
Favoriten