A boy was driving a flock of sheep.
- Bir oğlan koyun sürüsünü güdüyordu.
How many sheep are there in this flock?
- Bu sürüde kaç tane koyun var?
A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside.
- Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.
That was the first time I drove a car.
- O benim ilk araba sürüşümdü.
Sami drove a Rolls Royce.
- Sami bir Rolls Royce sürüyordu.
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
- Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Wolves travel in packs.
- Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.
We were attacked by swarms of bees.
- Arı sürüsü tarafından saldırıya uğradık.
A swarm of hornets attacked the children.
- Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
I watch a lot of gangster movies.
- Bir sürü gangster filmi izliyorum.
There was a crowd of students waiting in front of the library.
- Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
This game has you battle against hordes of evil stoats.
- Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
The clouds scudded across the sky.
- Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.
There are lots of clouds in the sky today.
- Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.
When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.
- Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.
A lot of boys are running in the park.
- Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.
There were a lot of great bands at the festival.
- Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
I have lots of rubber bands.
- Bir sürü paket lastiğim var.
How long is the flight?
- Uçuş ne kadar sürüyor?
How long is the flight from Tokyo to Hawaii?
- Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?
When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.
- Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.
Tom is in a ton of trouble.
- Tom bir sürü sorun içinde.
Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.
- Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı.
The monkey, trained properly, will be able to do a lot of tricks.
- Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.
In April we have a lot of school events.
- Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.
Our boat followed a school of fish.
- Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
There were lots of people at the concert.
- Konserde bir sürü insan vardı.
Lots of famous people come here.
- Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.
Tom's got heaps of friends.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.
I have a lot of friends.
- Bir sürü arkadaşım var.
There are a lot of beautiful places in Japan.
- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
Sürü Yönetim Sİstemi.