ruhâni

listen to the pronunciation of ruhâni
Türkisch - Englisch
spiritual

Some believe that spirituality is utterly different from religiosity. - Bazıları ruhaniliğin sofuluktan tamamen farklı olduğuna inanıyor.

hiero
ghostly
unworldly
ghostlike
spiritual; clerical
psychic
disembodied

He heard a disembodied voice. - O, ruhani bir ses duydu.

immaterial
spiritual, pertaining to the spirit
ethereal
spiritual, influenced or controlled by God
clerical
ecumenic
unfleshly
ruhani bilgi
gnosis

There is only one true gnosis: that I percept what I percept. - Sadece tek bir gerçek ruhani bilgi vardır: ben algıladığımı algılarım.

ruhani bilgiye ait
gnostic
ruhani lider
pontiff
ruhani lider
dignitary
hintli ruhani lider
guru
Türkisch - Türkisch
Din ve mezhep işlerini ele alan, bunlarla ilgili bulunan: "Muhterem hatun patrik meclisiyle ruhani meclisin nasihatlerini dinleyerek kızını, büyük emire zevce olarak verdi."- F. R. Atay
Ruhla ilgili
Ruhla ilgili: "Bir nur inmiş gibi yüreğime âdeta ruhani diyebileceğim bir sükûnet çökmüştü."- R. N. Güntekin
Din ve mezhep işlerini ele alan, bunlarla ilgili bulunan
Dinle ilgili, dinî bir havası olan, manevî
Dinle ilgili, dinî bir havası olan, manevi: "Bunu artık ne pahasına ödersem ödeyeyim, duymuş olduğum bu ruhani haz, bana kâfidir."- A. Ş. Hisar
(Osmanlı Dönemi) cisim olmayıp gözle görünmeyen cin ve melâike. gibi bir mahluk; ruhâ âit; ruhtan meydana gelmiş melek
spiritüel
RUHANÎ
(Osmanlı Dönemi) Cisim olmayıp gözle görülmeyen cin ve melâike gibi bir mahluk. Ruha ait. Ruhtan meydana gelmiş, melek
RUHANÎ
(Osmanlı Dönemi) Madde ile alâkalı olmayan, mânevi, ruh âlemine mensub olan
RUHANİ
(Hukuk) Ruhla ilgili; ahirete ilişkin, dinle ilgili
ruhâni
Favoriten