Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm.
- I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.
Kauçuk kauçuk ağacının özünden imal edilir.
- Rubber is made from the sap of the rubber tree.
Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı.
- Tom and Mary were both wearing rubber gloves.
Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.
- I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.
Silgini kısa süreliğine ödünç alabilir miyim?
- Can I borrow your rubber for a moment?
Kalemliğimde bir silgim var.
- In my pencil case, I have a rubber.
Üzgünüm, bir prezervatif olmadan onu yapmayacağım.
- Sorry, I won't do it without a rubber.
Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm.
- I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.
Kauçuk kauçuk ağacının özünden imal edilir.
- Rubber is made from the sap of the rubber tree.
Jones enters the pits to get new rubber.
Jones toes the rubber and then fires to the plate.
Johnny, don't forget your rubbers today.
... rubber band. And if I twang it, it turns into a neutrino. I twang it again, it turns ...
... No fire, no rubber. ...