rough, coarse; unpleasant (to taste, hear or see); cruel

listen to the pronunciation of rough, coarse; unpleasant (to taste, hear or see); cruel
Englisch - Türkisch

Definition von rough, coarse; unpleasant (to taste, hear or see); cruel im Englisch Türkisch wörterbuch

harsh
sert

Birey ne kadar gururlu olursa, ceza o kadar sert olur. - The prouder the individual, the harsher the punishment.

Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes taze hava gibi. - In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.

harsh
{s} haşin

1880'lerde burası haşin bir sınır kasabasıydı. - In the 1880's, this was a harsh frontier town.

Deniz haşin bir metrestir. - The sea is a harsh mistress.

harsh
{s} kırıcı

Kırıcı bir dil kullanmayın. - Don't use harsh language.

harsh
huysuzca
harsh
terslik
harsh
haşinlik
harsh
{s} ağır

Teslim şartları ağır idi. - The surrender terms were harsh.

harsh
harshly sertçe
harsh
{s} kulakları tırmalayan
harsh
{s} acı

Gençler bugünün acımasız gerçeklerine uymalılar. - Teenagers must adapt to today's harsh realities.

Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi. - Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.

harsh
fazla zorlama
harsh
dağlı
harsh
cırlak
harsh
(renk) cırtlak
harsh
duyuları yıpratıcı
harsh
kaba

Beni çok kaba şekilde yargılama. - Don't judge me too harshly.

harsh
{s} kaba, haşin, ters, huysuz
Englisch - Englisch
{s} harsh
rough, coarse; unpleasant (to taste, hear or see); cruel
Favoriten