Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
İyi bir rol modelisin, Tom.
- You're a good role model, Tom.
O bizim için harika bir rol modeliydi.
- She has been a wonderful role model for us.
Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.
- Parents should be role models for their children.
We get role cards in drama class telling us what our characters will be.