rieam

listen to the pronunciation of rieam
Englisch - Türkisch

Definition von rieam im Englisch Türkisch wörterbuch

begin
başlamak

Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım. - I think I have to begin working on my homework.

Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin. - You shouldn't have come here to begin with.

begin
{f} başlatmak
begin
başla

Okul dokuzda başlar ve altıda biter. - School begins at nine and is over at six.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

begin
zuhur etmek
begin
{f} girişmek
begin
ön ayak olmak
begin
başlangıç

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. - In the beginning God created the heaven and the earth.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

begin
atılmak
begin
açmak
begin
adım atmak
begin
çığır açmak
begin
bismillah demek
begin
{f} koyulmak
begin
{f} (be.gan, be.gun, --ning)
begin
{f} önayak olmak
begin
(fiil) başlamak, girişmek, koyulmak, başlatmak, meydana gelmek, doğmak, önayak olmak
begin
{f} meydana gelmek, vücut bulmak
begin
ilk adımı atmak meydana gelmek
Englisch - Englisch
begin