Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.
- Visibility was severely restricted in the heavy fog.
Konuşma özgürlüğü bazı ülkelerde kısıtlıdır.
- Freedom of speech is restricted in some countries.
Kısıtlı bir alandasın.
- You're in a restricted area.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
Bu yasak bir alandır.
- This is a restricted area.
İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.
- Freedom of speech was tightly restricted.
Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.
- Entrance is restricted to those above 18.
Daha kalifiye birisini işe almış olmaları gerekiyordu.
- They should have hired someone more qualified.
Görev için kalifiye olması onun en az iki yılını alacak.
- It will take him at least two years to be qualified for that post.
Tom bir kalp cerrahı olmak için niteliklidir.
- Tom is qualified to be a heart surgeon.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Daha vasıflı olduğumu düşünmüyor musun?
- Don't you think I'm more qualified?
Tom bu iş için Mary kadar vasıflı değil.
- Tom isn't as qualified for the job as Mary is.
İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.
- Freedom of speech was tightly restricted.
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
- Restrictive practices can be damaging for industries.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
O bir doktor olarak nitelendirilir.
- He is qualified as a doctor.
Guatemala bir defasında muz cumhuriyeti olarak nitelendirilmişti.
- Guatemala was once qualified as a banana republic.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.
- He feels this new law will restrict his freedom.
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
- Restrictive practices can be damaging for industries.
a restricted area.
As cat in ginger cat.
Sperm bank regulations restrict a given donor to making sperm donations at only one facility and restrict the number of children that each donor can father.
- Sperm bank regulations restricted a given donor to making sperm donations at only one facility and restricted the number of children that each donor could father.
If we restrict sine to , we can define its inverse.