Kataloğumuzda bulunanlara göre lütfen siparişlerinizi sınırlayın.
- Please restrict your orders to what is in our catalog.
Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.
- Entrance is restricted to those above 18.
Bazı kısıtlamalar uygulanabilir.
- Certain restrictions may apply.
Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
- They decided to abolish the old restriction.
Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.
- Restrictive practices can be damaging for industries.
Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.
- Visibility was severely restricted in the heavy fog.
Konuşma özgürlüğü bazı ülkelerde kısıtlıdır.
- Freedom of speech is restricted in some countries.
Ben burada kendimi her zaman kısıtlı hissediyorum.
- I feel always restricted here.
Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.
- Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
Bazı kısıtlamalar uygulanabilir.
- Some restrictions may apply.
Birçok kısıtlamalar olacaktır.
- There will be many restrictions.
Bu yasak bir alandır.
- This is a restricted area.
İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.
- Freedom of speech was tightly restricted.
Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.
- Entrance is restricted to those above 18.
If we restrict sine to , we can define its inverse.
Sperm bank regulations restricted a given donor to making sperm donations at only one facility and restricted the number of children that each donor could father.
- Sperm bank regulations restrict a given donor to making sperm donations at only one facility and restrict the number of children that each donor can father.
... a whole range of steps, again, to reduce our stockpiles, to ban testing, to restrict the ...
... to restrict us for a sec ...