O soruyu yanıtlamak istemiyorum.
- I don't want to answer that question.
Onun mektubunu yanıtlamak zorundayım.
- I have to answer his letter.
Tom soruya cevap vermek istemedi.
- Tom didn't want to answer the question.
Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.
- You don't have to answer quickly.
Cevabınız tatmin edici olmaktan uzaktır.
- Your answer is far from satisfactory.
Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı.
- His answer was far from satisfactory.
Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
- The ease with which he answered the question surprised us.
Ben mektupların hiçbirini yanıtlamadım.
- I answered neither of the letters.
İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım?
- Do I have to answer in English?
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
- Answer the following questions in English.
Ben onun sahtekarlığına karşılık veremem.
- I can't answer for his dishonesty.
Köpek John adına karşılık veriyor.
- The dog answers to the name John.