Laura ve Sarah, sırasıyla 12 ve 8 yaşındaki iki kız kardeştir.
- Laura and Sarah are sisters of twelve and eight years respectively.
Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım, bu yüzden gittim.
- I had to respect Tom's wishes, so I left.
Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım.
- I had to respect Tom's wishes.
Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
- The young should respect the old.
İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
- The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
- Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
- Tom and Mary spoke in their respective languages.
Birçok açıdan farklılık gösterirler.
- They differ in many respects.
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
- The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
O bakımdan senden farklı değilim.
- I'm no different than you are in that respect.
Bu bakımdan haklısın.
- In this respect, you're right.
Tom'a saygı duymak zorundasın.
- You've got to respect Tom.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
- We have to respect local customs.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.
- Japanese differ from American in many respects.
İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.
- England resembles Japan in many respects.
Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.
- We cannot help respecting his courage.
O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
- He respects Einstein, an American scientist.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
- With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Genç insanlar yasaya uymalıdır.
- Young people must respect the law.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
Laura ve Sarah, sırasıyla 12 ve 8 yaşındaki iki kız kardeştir.
- Laura and Sarah are sisters of twelve and eight years respectively.
Serena Williams and Roger Federer won the women's and men's singles titles, respectively, at the 2010 Australian Open.
The mourners paid their last respects to the deceased poet.
They failed to respect the treaty they had signed, and invaded.
Syngman Rhee kept imprisoned the Dowager Queen Yun Empress Sunjeong of the Korean Empire for fear of the respect the people held for her.