Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım.
- I had to respect Tom's wishes.
Tom'a saygı göstermekten başka yapacak bir şeyim yok.
- I have nothing but respect for Tom.
Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
- The young should respect the old.
İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
- The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
Birçok açıdan farklılık gösterirler.
- They differ in many respects.
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
- The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
Tom'a saygı duymak zorundasın.
- You've got to respect Tom.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
- We have to respect local customs.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
Bazı yönlerden hatalısın.
- You are wrong in some respects.
Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.
- Japanese differ from American in many respects.
Onun cesaretine saygı duymamak elimizde değil.
- We cannot help respecting his courage.
Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
- Recognize and respect the personality of a person.
Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.
- Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling.
Genç insanlar yasaya uymalıdır.
- Young people must respect the law.
O bakımdan senden farklı değilim.
- I'm no different than you are in that respect.
O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
- In that respect, my opinion differs from yours.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
- With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
Laura ve Sarah, sırasıyla 12 ve 8 yaşındaki iki kız kardeştir.
- Laura and Sarah are sisters of twelve and eight years respectively.
Tom sessiz, nazik ve saygılıydı.
- Tom was quiet, polite and respectful.
Ebeveynlerine karşı saygılı olmalısın.
- You should be respectful to your parents.
Bu, herkes tarafından saygı duyulan bir bilimcidir.
- This is a scientist who is respected by all.
Herkes tarafından saygı duyulan bir bilim adamıdır.
- He is a scientist who is respected by everybody.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
Bu cümleler zamana göre farklı.
- These sentences only differ with respect to tense.
Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.
- That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational.
Tom saygın görünüyor.
- Tom looks respectable.
Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
- Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
- Tom and Mary spoke in their respective languages.
Ben sadece saygılarımı sunmak için uğradım.
- I just stopped by to pay my respects.
Biz saygılarımızı sunmak için geldik.
- We've come to pay our respects.
Bu belgeler konusunda, sanırım en iyi şey onları yok etmektir.
- With respect to these documents, I think the best thing is to destroy them.
Başkalarına saygı göstermek gerekli.
- Respecting others is required.
Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.
- In the Aymara culture, respecting one's parents is fundamental.
Herkes tarafından saygı duyuluyorsun.
- You're respected by everybody.
Ona herkes tarafından saygı duyulur.
- He is respected by everybody.
Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.
- Tom and Mary have started respecting each other.
Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..
- His modesty is worth respecting.
Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..
- His modesty is worth respecting.
Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.
- Far from respecting him, I dislike him.
Tom için büyük saygım var.
- I have great respect for Tom.
Ona büyük saygı duyuyorum.
- I have great respect for him.
Bu konuda onun gerisinde kaldım.
- I fall behind him in this respect.
Tom, başkaları ile olan ilişkilerinde her zaman adil ve kararlı olduğundan dolayı iş dünyasında itibarlıdır.
- Tom is respected in the business community because he is always fair and square in his dealings with others.
Tom saygıyla şapkasını çıkardı.
- Tom respectfully removed his hat.
Tom yaşlı bir bayana saygıyla eğildi.
- Tom bowed respectfully to the old lady.
Laura ve Sarah, sırasıyla 12 ve 8 yaşındaki iki kız kardeştir.
- Laura and Sarah are sisters of twelve and eight years respectively.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
- With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
The mourners paid their last respects to the deceased poet.
They failed to respect the treaty they had signed, and invaded.
Syngman Rhee kept imprisoned the Dowager Queen Yun Empress Sunjeong of the Korean Empire for fear of the respect the people held for her.
I respect your right to hold this belief although I think it is nonsense.
She is an intellectual giant, and I respect her greatly.
This year's model is superior to last year's in several respects.
they still think their melancholy to be most grievous, none so bad as they are, though it be nothing in respect .
Serena Williams and Roger Federer won the women's and men's singles titles, respectively, at the 2010 Australian Open.
Please come to the funeral service and pay your last respects for her grandmother.
If you have no self-respect you can't respect others, because what value would you offer someone by giving the respect of one who is as lowly as you view yourself?.
It's seems that you are, with all due respect, wrong in this particular case — as you see the murder took place at three o'clock.
With respect, boss, I don't think it is possible to get it done by then, no matter how hard we work.
... respect the content producer. ...
... laws and so forth respect the right of privacy, the right of ...