Tom thought what Mary was wearing wasn't appropriate for a formal party.
- Tom Mary'nin giydiğinin resmî bir parti için uygun olmadığını düşünüyordu.
He is very formal with us.
- O bizimle çok resmîdir.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
Thai is the official language of Thailand.
- Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
The United States does not have official diplomatic relations with Iran.
- Birleşik Devletlerin İran ile resmi diplomatik ilişkileri bulunmuyor.
The president of Tanzania was on a state visit to Finland in 1998 together with his wife.
- Tanzanya Cumhurbaşkanı, karısıyla birlikte 1998 yılında Finlandiya'ya resmi bir ziyaretteydi.