This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
Everyone is smiling in the picture.
- Resimde herkes gülümsüyor.
The painting is all but finished.
- Resim neredeyse bitti.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
Tom is drawing a picture.
- Tom bir resim çiziyor.
The children were all drawing pictures of animals.
- Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
The picture on the wall was painted by Picasso.
- Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.
There were several framed pictures on the wall.
- Duvarda çerçeveli birkaç resim vardı.
I bought a leather frame for the picture.
- Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.
I enrolled in an art school when I was eight.
- Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.
I can't draw, but my sister is a great artist.
- Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
- Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
When will you send me one of your photos?
- Ne zaman bana resimlerinden birini göndereceksin?
The book's illustrations are very good.
- Kitabın resimleri çok iyi.
I can see some intricate patterns in the picture.
- Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
Everyone is smiling in the picture.
- Resimde herkes gülümsüyor.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
Everyone is smiling in the picture.
- Resimde herkes gülümsüyor.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
A metaphor is a pictorial expression.
- Bir metafor resimsel bir ifadedir.
Just looking at a picture of food makes me feel nauseous.
- Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.
I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them.
- Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.
O fotoğraflar tahrif edilmiş.
- O resimlerle oynanmış.