Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
- Tom has resignedly accepted his fate.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
- I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
- He resigned on the grounds of ill health.