O, New York'ta oturmaktadır.
- She resides in New York.
Köyün binden daha fazla oturanı vardı.
- The village had more than a thousand residents.
Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.
- More than half the residents are opposed to the plan.
Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.
- I would prefer to live in a residential area, not downtown.
Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
- A factory is not suitable for a residential district.
Güçlü bir ruh ormanda ikamet eder.
- A powerful spirit resides in the forest.
Burası Tom'un ikametgahı mı?
- Is this Tom's residence?