Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım ailemin gereksinimlerini elde etmeyi başaramıyorum.
- No matter how hard I strive, I fail to achieve my parents' requirements.
Bana göre, mutluluğun birkaç temel gereksinimi var.
- In my opinion, happiness has a few fundamental requirements.
Üzgünüm, ancak ihtiyaçlarınızı karşılayamıyoruz.
- I'm sorry, but we cannot meet your requirements.
Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.
- This shop can supply all your requirements.
Deneyim bu meslek için gereklidir.
- Experience is requirement for this profession.
Bizim üniversite bütün gereksinimleri karşılayıncaya kadar Tom'u kabul etmeyecek.
- Our college won't admit Tom until he meets all the requirements.
Analiz yerine çözümleme sözcüğüde kullanılabilir. Ancak analiz kelimesinin akademik kullanımda çok daha yaygın olduğunu düşünüyorum.
Tom gereksinimleri karşılayan birini bulamadı.
- Tom didn't find anyone who met the requirements.
Tom tüm o gereksinimleri karşılıyor.
- Tom meets all those requirements.
... In Greece, for example, there is no lawful interception requirement, but of course, all ...
... So I think that the requirement or the ability for ...