remaining alive, outliving; outlasting, persisting, lasting

listen to the pronunciation of remaining alive, outliving; outlasting, persisting, lasting
Englisch - Türkisch

Definition von remaining alive, outliving; outlasting, persisting, lasting im Englisch Türkisch wörterbuch

surviving
hayatta kalma

Benim hayatta kalma şansım nedir? - What are my chances of surviving?

Tom'un hayatta kalma şansı yoktu. - Tom didn't have a chance of surviving.

surviving
yaşayarak
surviving
{f} hayatta kal

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor. - The surviving refugees longed for freedom.

Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi. - It was quite fascinating to see how these men were surviving.

surviving
hayatta kalan

Tom'un hayatta kalan üç çocuğu var. - Tom has three surviving children.

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor. - The surviving refugees longed for freedom.

surviving
geride kalan
surviving
sağ kalan

Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi. - Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.

surviving
geriye kalan
surviving
kalan

Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi. - Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.

Tom'un hayatta kalan üç çocuğu var. - Tom has three surviving children.

Englisch - Englisch
{i} surviving
remaining alive, outliving; outlasting, persisting, lasting
Favoriten