reluctant or unable to advance

listen to the pronunciation of reluctant or unable to advance
Englisch - Türkisch

Definition von reluctant or unable to advance im Englisch Türkisch wörterbuch

backward
{s} çağdışı
backward
{s} geri kalmış

O, fikrini ifade etmede geri kalmış. - She is backward in expressing her opinion.

O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir. - The backwardness of that country is well known.

backward
utangaç
backward
kafasız
backward
rötarlı
backward
çekingen
backward
başlangıca yönelmiş
backward
geçmişe yönelmiş
backward
geriye yönelmiş
backward
(Pisikoloji, Ruhbilim) geri zekalı
backward
{s} geç
backward
(sıfat) geri, geç, ters; çağdışı; gelişmemiş, yavaş öğrenen, geç kavrayan, geri kalmış; çekingen; isteksiz
backward
geriye doğru

Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır? - Why is it easier to park the car backwards than forwards?

Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir. - Tom bends over backwards to please Mary.

backward
geri (ye)
backward
tersine

Belki bütün bunu tersine yapıyoruz. - Maybe we're doing this all backwards.

backward
{s} isteksiz
backward
geri geri
Englisch - Englisch
backward
reluctant or unable to advance

    Silbentrennung

    re·luc·tant or un·a·ble to ad·vance

    Türkische aussprache

    rilʌktınt ır ıneybıl tı ıdväns

    Aussprache

    /rēˈləktənt ər ənˈābəl tə ədˈvans/ /riːˈlʌktənt ɜr ənˈeɪbəl tə ədˈvæns/
Favoriten