Tom başkasına güvenmek istemedi.
- Tom didn't want to rely on anyone else.
Sanırım bir şey için birine asla güvenmek zorunda kalmadığım için benim dostluk üzerine görüşüm oldukça kasvetli.
- I guess my view on friendship is pretty bleak because I've never really had to rely on anyone for anything.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
- I know you can rely on him for transportation.
Biz onun kararına güvenebiliriz.
- We can rely on his judgement.
I know I can rely on you.
The city relies on the subway system.