O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
Bir köpek sadık bir hayvandır, bu yüzden insan dostu olduğu söylenir.
- A dog is a faithful animal, so it is said to be a friend of man.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Ülkeme sadakatle hizmet edeceğim.
- I will serve my country faithfully.
Sen sadakatı nasıl tanımlardın?
- How would you define faithfulness?