relating to an office, conducive

listen to the pronunciation of relating to an office, conducive
Englisch - Türkisch

Definition von relating to an office, conducive im Englisch Türkisch wörterbuch

official
memur

Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi. - The official in charge let me in.

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir. - Some officials may have been corrupted.

official
resmi

Tayca, Tayland'ın resmi dilidir. - Thai is the official language in Thailand.

Tayca Tayland'ın resmî dilidir. - Thai is the official language of Thailand.

official
yetkili

Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı. - Many high-level officials attended the meeting.

Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı. - Canadian officials weighed the supplies of each man.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Tom bir kamu görevlisidir. - Tom is a public official.

Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar. - Customs officials carried out a full body search on Tom.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar. - The customs officials searched the whole ship.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi. - The United States has officially ended economic sanctions against Burma.

Bu devlet memurları rüşvetçidir. - These government officials are corrupt.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
Englisch - Englisch
{a} official
relating to an office, conducive
Favoriten