Tom broke the world record.
- Tom dünya rekoru kırdı.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
French unemployment is at a record high.
- Fransız işsizliği bir rekor yükseklikte.
The UK employment rate is at a record high.
- İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.