reife

listen to the pronunciation of reife
Deutsch - Türkisch
{'rayfı} e olgunluk; erginlik
[die] olgunluk
pişkinlik
olgunluk
Englisch - Türkisch

Definition von reife im Englisch Türkisch wörterbuch

mature
olgun

Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur. - His niece is attractive and mature for her age.

Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi. - Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.

mature
{s} kemâle ermiş
mature
(Tıp) Tam gelişmiş, yetişkin, olgunlaşmış, ergin, olgun
mature
pişirmek
mature
reşit
mature
pişmek
mature
{f} olgunlaş

Kızlar erkeklerden daha hızlı olgunlaşırlar. - Girls mature faster than boys.

Bu portakallar hızlı olgunlaşır. - These oranges mature fast.

mature
(peynir/vb.) olmuş
mature
Mütekâmil
mature
{f} olgunlaşmak; olgunlaştırmak
mature
{s} vadesi gelmiş, vadesi dolmuş
mature
olgunlaş/olgunlaştır
mature
matür,v.olgunlaş: adj.olgun
mature
mantıklı
mature
(sıfat) olgun, kemâle ermiş, ergin, tamam, vadesi gelmiş
mature
{s} ergin
mature
mature de liberation iyi ve uzun düşünme
mature
vade
mature
kemale ermek
Deutsch - Englisch
maturity
rut (defect from seizing)
ripeness
mature

He became more mature with the passing of the years. - Er wurde im Laufe der Jahre reifer.

A child is not a mature person. - Ein Kind ist kein reifer Mensch.

matureness
Reife-
maturational (only before nouns)
geistige und sittliche Reife
mental and moral maturity
nicht geöffnet (bei Reife)
indehiscent
soziale Reife
social maturity
zur Reife bringen
to mellow
zur Reife bringend
mellowing
zur Reife gebracht
mellowed
zur Reife gelangen
to reach maturity
zur Reife gelangen
to attain maturity