Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
- If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
Güzel İngiliz mutfağını yeniden keşfetmek için can atıyorum.
- I'm dying to rediscover fine British cuisine.
Ben sürekli çabalarının önemini yeniden keşfettim.
- I rediscovered the importance of constant efforts.
Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı.
- If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.
She rediscovered her faith in religion.
It was necessary for them to rediscover fire, to relearn the basic laws of economics and rebuild civilization out of the ashes of ruin.