realität

listen to the pronunciation of realität
Deutsch - Türkisch
en {reali'te: t} e gerçek(lik)
gerce
gerçeğin
realite
Englisch - Türkisch

Definition von realität im Englisch Türkisch wörterbuch

reality
{i} gerçeklik

Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin. - You ought to face the stark reality.

Gerçeklik yeterince hayal gücü ile yenilebilir. - Reality can be beaten with enough imagination.

reality
asıl
actuality
gerçek durum
actuality
hakikat
reality
gerçekçilik
actuality
gerçek
actuality
{i} gerçeklik
actuality
{i} güncellik
actuality
{i} aktüalite
reality
{i} gerçek

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin. - You ought to face the stark reality.

reality
gerçek/gerçeklik
reality
{i} realite
reality
{i} gerçekte var olan şeyler
reality
{i} hakikat

Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır. - Philosophy is the art of taking revenge on reality.

Tom hakikatten habersiz. - Tom is out of touch with reality.