Amerikan romanları okumayı severim.
- I like reading American novels.
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
- Students should develop their reading skills.
Bir ağacın altında okuyan bir kız var.
- There is a girl reading under a tree.
Bir kitap okuyan kız Kate'tir.
- The girl reading a book is Kate.
Bütün günümü o romanı okuyarak geçirdim.
- I spent the whole day reading that novel.
Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
- Tom spent the whole day reading in bed.
Bu kitap okumaya değer.
- This is a book worth reading.
Bu kitap okumaya değer.
- This book is worth reading.
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
- Is she reading a book? Yes, she is.
Bazı yorumları okurken, insanlar insanlığa olan inançlarını tamamen kaybedebilirler.
- When reading certain comments, people can completely lose faith in humanity.
Eskiden video oyunları oynardım ama artık zamanımla daha faydalı şeyler yapmayı tercih ediyorum. İnternet yorumlarını okumak gibi.
- I used to play video games, but now I prefer to do more useful things with my time. Like reading internet comments.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
- I plan to try reading some other books.
Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
- They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.
Onlar kendi gazetelerini okuyor.
- They are reading their newspapers.
New York Times'ı okuyorum.
- I'm reading the New York Times.
Okumaktan zevk alıp almayacağını belirleyen okuyucunun kendisidir.
- It's the reader that determines whether they extract pleasure from reading.
Kitap okumak için zamanım yok.
- I have no time to read books.
Bu kitabı okumak üç günümü aldı.
- It took me three days to read through this book.
Cenevre Üniversitesi Kütüphanesi'nin iyi bir okuma salonu vardır.
- The Geneva University Library has a good reading room.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.
O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
- Is she reading a book? Yes, she is.
İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.
- He is well read in English literature.
Bu yıl Wikipedia'nın Japonca versiyonunda en çok okunan makalenin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
- What do you think was the most read article this year on the Japanese version of Wikipedia?
Bu çoğu zaman yetişkinler tarafından okunan bir kitap.
- This is a book often read by adults.
Burası okumak için yeterince aydınlık değil.
- It's not light enough in here to read.
Az sayıda insan kitabı okumuş gibi görünüyor.
- Few people seem to have read the book.
O, mektubu okumuş olabilir.
- He may have read the letter.
İngiliz edebiyatında çok bilgilidir.
- He is well read in English literature.
Onu anlamak için, yalnızca bu kitabı okumak zorundasın.
- To understand it, you have only to read this book.
Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.
- You have only to read this article to see how serious the accident was.
Bu kitabı her okuyuşumda yeni bir şey keşfediyorum.
- Every time I read this book, I discover something new.
Bu, incili ilk kez okuyuşum.
- This is the first time for me to read the Bible.
O kitabı hiç okumadım.
- I have never read that book.
Kitap okumak için zamanım yok.
- I have no time to read books.
Post-reading activities in classroom.
a reading of the current situation.
a speedometer reading.
a poetry reading.
reading glasses.
This book is worth reading twice.
- This book is worth reading again.
Give me back the book after you have read it.
- Give me the book back once you've finished reading it.
The self-described psychic was merely using cold reading.
On the door hung a sign that read, Proper Safety Equipment Required Beyond This Point..
I am reading theology at university.
He doesn’t like to read.
In Livy, it is nearly certain that for Pylleon we should read Pteleon, as this place is mentioned in connection with Antron.
All right, class, who wants to read next?.
Eliminate illogical (read: stupid) answer choices.
Every time I go outside, I worry that someone will read me.
Arabic reads right to left.
I can read his feelings in his face.
But now, faire Ladie, comfort to you make, / And read / That short reuenge the man may ouertake .
Do you read me?.
And when he finishes supper / Planning to have a read at the evening paper / It's Put a screw in this wall - / He has no time at all.
... ELON MUSK: I was reading about the California high-speed rail, ...
... reading by President Summers on the flow of capital across countries, it was kind of interesting, ...