Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
- You can easily identify Tom because he is very tall.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.