razı olarak

listen to the pronunciation of razı olarak
Türkisch - Englisch
agreeably
consenting
acquiescently
razı ol
{f} consenting
razı ol
accede
razı ol
{f} assent
razı ol
accede to
razı ol
settle for

I can't settle for this boring life. - Bu sıkıcı hayata razı olamam.

Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry. - Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.

razı ol
consent to

Tom will never consent to that. - Tom buna asla razı olmayacak.

Next week I'll consent to be back to the dentist. - Gelecek hafta diş hekimine geri dönmeme razı olacağım.

razı ol
{f} consent

He finally consented to our plan. - Sonunda planımıza razı oldu.

She consented to take the blame. - Suçu üstlenmeye razı oldu.

Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) RIZAEN
razı olarak
Favoriten