rarely, not often, now and then

listen to the pronunciation of rarely, not often, now and then
Englisch - Türkisch

Definition von rarely, not often, now and then im Englisch Türkisch wörterbuch

seldom
nadiren

Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler. - Misfortunes seldom come singly.

Saldırılmadığı sürece bir köpek nadiren ısırır. - A dog seldom bites unless it is attacked.

seldom
seyrek olarak
seldom
arada bir

Ben artık onu arada bir yapıyorum. - I seldom do that anymore.

seldom
kırk yılda bir

O nadiren, kırk yılda bir, gelir. - He seldom, if ever, comes.

Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider. - She seldom, if ever, goes to movies by herself.

seldom
seyrek

O çok dikkatlidir bu nedenle seyrek hata yapar. - She is very careful, so she seldom makes mistakes.

Tom seyrek şarkı söyler ama sanırım bu gece söyleyecek. - Tom seldom sings, but I think he will tonight.

seldom
pek az
Englisch - Englisch
{a} seldom
rarely, not often, now and then
Favoriten