Şiddetşi yağmurlar nehrin taşmasına neden oldu.
- The heavy rains caused the river to flood.
Yağmurlar ürünü harap etti.
- The rains ruined the harvest.
Geçen haftanın sağanak yağışları nedeniyle su baskınımız vardı.
- We had flooding because of last week's heavy rains.
Her yağmur yağışında çatı sızar.
- The roof leaks every time it rains.
Yağmur bir hafta sürdü.
- The rain lasted a week.
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
- The meeting was canceled because of the rain.
Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
- Tomorrow it will rain in the south of England.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
- I think it won't rain tomorrow.
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
- How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
Yağmur yağmak üzere; giysileri getir.
- It's about to rain; bring in the clothes.
İki gündür yağmur yağmaktadır.
- It has been raining for two days.
Sence yağmurlu mevsim bu yıl erken başlayacak mı?
- Do you think the rainy season will set in early this year?
Yağmurlu mevsim yaklaşıyor.
- It'll soon be the rainy season.
Yağmur mevsimi başladı.
- The rainy season has set in.
Yağmur mevsimi haziran sonuna doğru başlar.
- The rainy season begins towards the end of June.
The rains came early this year.
Bombs rained from the sky.
It will rain today.
The boxer rained punches on his opponent's head.
First of all it was the car breaking down, then the fire in the kitchen and now Mike's accident. It never rains but it pours!.