rahatsız edici

listen to the pronunciation of rahatsız edici
Türkisch - Englisch
annoying

The music coming from next door was loud and annoying. - Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.

The sound was annoying but harmless to the human body. - Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.

disturbing

This is very disturbing. - Bu çok rahatsız edici.

I've just heard a disturbing rumor. - Az önce rahatsız edici bir söylenti duydum.

irritant
plaguesome
strident
worrying
hot
rough
irritating

Isn't that irritating? - O rahatsız edici değil mi?

That's the most irritating thing about Tom. - Bu Tom hakkında en rahatsız edici şey.

pesky
inconvenient
unrestful
besetting
fraught
noisy
uncomfortable

The atmosphere was uncomfortable. - Ortam rahatsız ediciydi.

These seatbelts are very uncomfortable. - Bu emniyet kemerleri çok rahatsız edici.

haunting
uneasy
obtrusive

He tried to be less obtrusive. - O daha az rahatsız edici olmaya çalıştı.

interruptive
nettlesome
pestilent
molester
infernal
bothersome

Pigeons are very bothersome birds in cities. - Güvercinler şehirlerde çok rahatsız edici kuşlardır.

disagreeable

Tom is a very disagreeable person. - Tom çok rahatsız edici bir kişi.

This is one of the most disagreeable things I've ever seen. - Bu şimdiye kadar gördüğüm en rahatsız edici şeylerden biridir.

disquieting
disquiet
incommodious
rahatsız edici şey
pest
rahatsız edici
Favoriten