Before going home, I have a few drinks to relax.
- Eve gitmeden önce, rahatlamak için birkaç içki içerim.
To relax, breathe slowly.
- Rahatlamak için, yavaş yavaş nefes alın.
Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
That's a huge relief.
- Bu büyük bir rahatlama.
Summer vacation always equals idleness and relaxation.
- Yaz tatili her zaman tembellik ve rahatlamaya eşittir.
For relaxation, Copernicus painted and translated Greek poetry into Latin.
- Rahatlamak için, Copernicus resim yaptı ve Yunanca şiiri Latinceye çevirdi.