In order to relax, I need to listen to soothing music.
- Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
Before going home, I have a few drinks to relax.
- Eve gitmeden önce, rahatlamak için birkaç içki içerim.
Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
Tom let out a big sigh of relief.
- Tom büyük bir rahatlama nefesi verdi.
Summer vacation always equals idleness and relaxation.
- Yaz tatili her zaman tembellik ve rahatlamaya eşittir.
I just want a little more relaxation.
- Ben sadece biraz daha rahatlama istiyorum.