I felt quite relieved after I had said all I wanted to say.
- Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim.
John's parents seemed relieved to hear that he was safe.
- John'un anne babası onun güvende olduğunu duydukları için rahatlamış görünüyorlardı.
I feel relaxed with him.
- Onunla rahatlamış hissediyorum.
He feels relaxed when he's playing the guitar.
- Gitar çalarken rahatlamış hisseder.