İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
O, bazen aşırıya kaçmak istiyordu.
- He sometimes wished to go to extremes.
Çok tembel görünüyorsun.
- You seem to be extremely lazy.
Onun fikirleri benim için çok aşırı.
- His ideas are too extreme for me.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.
- Tom seems extremely excited.
O bir uçtan diğerine düştü.
- He fell from one extreme to the other.
Kasaba Japonya'nın en uç kuzeyindedir.
- The town is located in the extreme north of Japan.
Tom son derece şiddetli.
- Tom is extremely violent.
Onlar olağanüstü durumlar.
- They are the extreme cases.