O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Bir dil asla yeterli değildir.
- One language is never enough.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır.
- This book is easy enough for me to read.
Bu yiyecek yeterince besleyici değil.
- This food's not nourishing enough.
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
Bu, yeterli miktardan daha fazla
- It's more than enough.
Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti.
- Markku and Liisa had just enough to keep the wolf from the door.