Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
- She quickly went up the stairs.
O, hızla yaşlanıyordu.
- She was aging quickly.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
- Let's complete this picture quickly.
Çocuk çabucak öğreniyor.
- The child is learning quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
- Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
- He is a quick-witted man.
İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
- The firemen quickly extinguished the blaze.
Çoğu insan hızla yer ve yiyecek hemen yok olur.
- Most folks ate very quickly and the food soon disappeared.
Dan, Linda için hızlıca bir yemek hazırladı.
- Dan fixed a quick meal for Linda.
Çabucak hazırlanmalısın.
- You must get ready quickly.
The quickness of the hand deceives the eye.
My father is old but he still has a quick wit.
That was a quick meal.
He's a quick runner.
Is black with grief eternal for thy sake.
Come here, quick!.
She was quick with child.
You have to be very quick to be able to compete in ad-lib theatrics.