Çocuk çabucak öğreniyor.
- The child is learning quickly.
Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
- He acted quickly and put out the fire.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
- She quickly went up the stairs.
Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.
- I hope my Spanish improves quickly.
Aradığı kelimeyi bulmak için sayfayı hızlıca taradı.
- He quickly scanned the page for the word he was looking for.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
- At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
O, şık bir şekilde giyinmişti.
- She's smartly dressed.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
- I'll finish it as quickly as I can.
Biz hepimiz öleceğiz, bazılarımız çabucak, diğerleri acele etmeyecek.
- We will all die, some quickly, others will take their time.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
- I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Bu oldukça hızlı şekilde olacak.
- It'll happen quite quickly.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
- This survey is too long to finish quickly.
İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
- The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.
... even the public to think about it, is not growing as quickly. ...
... what we all are using quickly make it down to those levels. ...