Englisch - Türkisch
Definition von put grease on; lubricate; cause to run smoothly; bribe (slang) im Englisch Türkisch wörterbuch
- grease
- {i} makine yağı
- grease
- (hayvansal) yağ
- grease
- briyantin
- grease
- greslemek
- grease
- katıyağ
- grease
- {f} yağla
- grease
- (Mühendislik) gres yağı
- grease
- (fiil) yağlamak, yağ sürmek, rüşvet vermek, para yedirmek
- grease
- kalfa
- grease
- (isim) makine yağı, gres, içyağı, yağ
- grease
- yağ içyağı
- grease
- {i} yağ, içyağı, et yağı
- grease
- {f} para yedirmek
- grease
- (Tekstil) 1. yağlamak 2. gres yağı 3. sıvı gres
- grease
- gres yağı,v.yağla: n.gres yağı
- grease
- grease paint tiyatro makyajda kullan
- grease
- {i} makineyağı, gres, gresyağı
- grease
- kuyruk yağı
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von put grease on; lubricate; cause to run smoothly; bribe (slang) im Englisch Englisch wörterbuch
- {f} grease
put grease on; lubricate; cause to run smoothly; bribe (slang)
Resimler
Favoriten